Gülsüm’e elini kaldıran, belinden çıkardığı kemerini acımasızca, ardı ardına indiren abisiydi. Küçükken saklambaç oynadığı, harçlığıyla aldığı şekerleri paylaştığı abisi…
‘Artık başını dik tut, göğsünü kabart. Şehit anasısın’ dediler Fatma’ya…
Evlendikten bir hafta sonra görümcemle kuaföre gitmiştik. Ben evde yokken evdeki bütün eşyaları mobilyacıya geri vermiş kocam… Hamile kaldığımı öğrenince bu sefer de ‘Bu çocuğu aldıracaksın’ diye baskı yaptılar.
Boşandıktan sonra ailesi fazla tutmamış, kendinden oldukça yaşlı bir adama vermişler Rukiye’yi. Bizim buralarda dul kadının işi zordur, dul kadının eteği oynak olur.
Urfa’ya iş için gelirmiş, beni görmüş, beğenmiş… Ağamlar ‘Verdik’ dediler. Çeyiz düzdük, nişan yaptık. Nüfusu yanında değildi, ‘Hükümet nikâhını sonra yaparız’ dedi. İzmit’e geldik… Meğer karısı, çocukları varmış.
‘Kol kırılır yen içinde kalır’ dediler korkuyla titreyen oğluna sarılan Halime’ye. ‘Büyütme, el kadar çocuk, unutur. Bak sana para getirmişler. Al ve unut.’
İçerdeki zavallı kız düğün gecesi vurmuş kendini. Dayamış tüfeği çenesinin altına, basmış tetiğe. Dışarıdakiler, bağırın bakalım bağırın, geri gelecek mi?
‘Hamilesin’ dediler. On üç yaşındaydı Hatice. Çocuk olmamıştı ki ne bilsin anneliği.
Bu kitabın satışından elde edilen gelir AİLE İÇİ ŞİDDET ACİL YARDIM HATTI’na bağışlanacaktır.
Kadın berekettir.
Kadın cehaletin, cehalet kadının düşmanıdır...
Kadınlar vardır, kadın olabilen. Dünyaya dişi olarak gelen, geldiğinde ailede sevinçle kabul edilen, hak ettiği eğitimi alan, yaşamına karar verebilen, kendi ayakları üzerinde durmayı beceren kadınlar vardır.
Benim ülkemde bu tip kadınlar çok şanslıdır.
Bazıları istenmeyen bebeklerdir. Yok sayılan aile bireyleridir. Kendi geleceğinde bile söz sahibi olamayan kadınlar vardır.
Kadınlığını bilmeyen, yaşamayan, kadınlığı yaşatılmayan kadınlar vardır.
Yürekleri parça parça olmuş, çığlıklarını bastırmış, yangılarını yüreklerine kapatmış kadınlar vardır.
Kimi ölür genç yaşta, kimi yaşarken vermiştir son nefesini.
-Nasıl olur? Demeyin!
Nefes alırken ölü bedenler vardır. Hiç anlamazsınız. Güler, eğlenir, aranıza karışırlar.
Bazıları suskundur. Kaşımaz, kaşıtmaz yüreğindeki yaraları. Nasır tutsun ister.
Aslında yaşamıyor, ölüdür o kadınlar.
Bazıları farkında bile değildir öldüğünün. Kendine bile itiraf etmez öldüğünü.