MAHMUT TURAN KİMDİR?
dizleriyle ulaşamadığı yerlere, dizeleriyle ulaşan...
şiiri,
hayata bir itiraz dilekçesi olarak gören... rüyasında,
hep ayakkabılarını çaldıran...
annesiyle beraber,
her yatsı namazını müteakiben hüzne gömülen... ehliyetine el konulduğu için,
hiçbir keyif süremeyen...
gökteki yıldızları ismiyle çağırıp,
meyhanedeki komiye bey diye hitap eden... televizyondaki adamlara kumanda fırlatan,
yol kontrolü yapan polislere şiirle saldıran... sevdiğiyle kavga ederken,
sevdiğinin tarafını tutan...
Tanrı’nın altında,
ölümle aynı hat üzerinde oturan...
ilk akıldan terk,
devletin asi çocuğu...
bir kötüye kötü tutulan,
her gün kötüye giden...
bir taraftan,
aşki sorular sorulunca,
boş kalp verip çıkan...
bir taraftan da,
yarin yanağından bir makas alsa,
cennetin kurdelesini keseceğine inanan... şiirler arası yolculuk yapan,
sigarayla beslenen...
reçetesine gülücük yazdıran,
hep basit goller yiyen...
inler'le cinler top oynarken,
inler'i tutan...
kumbarasında kırmızı kalpler biriktiren, mutluluğu elmalı pasta zanneden...
yıllar önce ölüp de,
yıllar sonra gömülecek olan...
kırmızı başlıklı kız'ı,
küçük kara balık'ı çok özleyen...
sükûtunu bozdurup,
karşılığında nefes alan...
ayıplı şiirler yazan,
her gece uyku tutmasa kendini asacak olan... yarın ne olacağını hiç bilmeyen,
ama yarın ne olmayacağını çok iyi bilen... kimseye eğilmeyecek kadar sert,
sevdiğine katlanacak kadar yumuşak... iyilerin yüz çevirdiği,
kötülerin gezdirdiği...
meteliğe kurşun sıktığı için,
yoksulluktan sabıkalı...
dünkü çocuk olmayan,
dünkü çocuk!..
Senem Kartal
ISRARLA GEL
daha şimdi aklımdan geçtin, fazla uzaklaşmış olamazsın... yol yakınken,
geri dön hadi,
geri dön!..
bu saatte,
otobüs bulamazsın...
hatırla gel,
hasretle gel,
ısrarla gel!..
çay koydum,
evde şeker kalmamış...
gelirken,
yanaklarını da getir,
kıtlama yaparız!..
çay pişene kadar,
ben de kalkıp evi falan süsleyeyim, mum filan ayarlayayım...
bakarsın,
sen geldin diye,
kutlama yaparız!..
SÜRMANŞET
gece,
yine hasreti sürmanşetten veriyor... ortamım müsait intihara,
yaşım el veriyor!..
kalbim bir kapıyı çarpar gibi çarpıyor, gözüm hiçbir şeyi görmemiş gibi yapıyor... masamda a, b, c planları ölüme dair,
d seçeneği masaya oturmak için yalvarıyor!.. dudaklarımı sıkıştırıp,
ön dişlerimin arasına...
cüretkâr bir şekilde,
tarih öncesi bir resme uzanıyorum...
izinsiz uzanır gibi,
bir dostun sigarasına!..
çay içiyorum ardından,
şarap etkisi yapıyor...
haram aylar içindeyiz diye mi,
böyle hassaslaştım bilmiyorum,
kıyamet kopacak diye ödüm kopuyor!.. ölmek isteyen biri,
kıyametten neden korkar,
o da ayrı bir konu...
gecenin bütün karanlığı,
gözlerime çökmüş sanki...
hiç iyi görünmüyor,
hiç iyi görünmüyor gecenin sonu!.. saatler ilerledikçe,
iç konuşmalarım vasıtasıyla,
kendimle olan samimiyetim de ilerliyor...
kendi kaderimi kendim tayin etmeye çalışıyorum, solumdaki yazıcı melek,
yazılı olarak haddimi bildiriyor!..
gece,
hasreti sürmanşetten veriyor dedim...
manşet sekiz sütun,
hüzün sekiz yüz seksen sekiz!..